sarınmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish صارنمق. By surface analysis, sar- +‎ -ın.

Verb

sarınmak (third-person singular simple present sarınır)

  1. (reflexive) to wrap oneself

Conjugation
Conjugation of sarınmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive sarınmak
impersonal participle imperfective sarınan
perfective sarınmış
prospective sarınacak
personal participle non-prospective sarıntığım sarıntığın sarıntığı sarıntığımız sarıntığınız sarıntıkları
prospective sarınacağım sarınacağın sarınacağı sarınacağımız sarınacağınız sarınacakları
verbal noun sarınma
way of doing sarınış
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist sarınırım sarınırsın sarınır sarınırız sarınırsınız sarınırlar
imperfective sarınıyorum sarınıyorsun sarınıyor sarınıyoruz sarınıyorsunuz sarınıyorlar
past perfective sarıntım sarıntın sarıntı sarıntık sarıntınız sarıntılar
imperfective sarınıyordum sarınıyordun sarınıyordu sarınıyorduk sarınıyordunuz sarınıyorlardı (or sarınıyordular)
future sarınacağım sarınacaksın sarınacak sarınacağız sarınacaksınız sarınacaklar
inferential perfective sarınmışım sarınmışsın sarınmış sarınmışız sarınmışsınız sarınmışlar
aorist sarınırmışım sarınırmışsın sarınırmış sarınırmışız sarınırmışsınız sarınırlarmış (or sarınırmışlar)
imperfective sarınıyormuşum sarınıyormuşsun sarınıyormuş sarınıyormuşuz sarınıyormuşsunuz sarınıyorlarmış
conditional simple sarınsam sarınsan sarınsa sarınsak sarınsanız sarınsalar
perfective sarınsaydım sarınsaydın sarınsaydı sarınsaydık sarınsaydınız sarınsaydılar
optative sarınayım sarınasın sarına sarınalım sarınasınız sarınalar
progressive sarınmaktayım sarınmaktasın sarınmakta sarınmaktayız sarınmaktasınız sarınmaktalar
necessitative sarınmalıyım sarınmalısın sarınmalı sarınmalıyız sarınmalısınız sarınmalılar
imperative sarın sarınsın sarının sarınsınlar
Positive interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist sarınır mıyım? sarınır mısın? sarınır mı? sarınır mıyız? sarınır mısınız? sarınırlar mı?
imperfective sarınıyor muyum? sarınıyor musun? sarınıyor mu? sarınıyor muyuz? sarınıyor musunuz? sarınıyorlar mı?
past perfective sarıntım mı? sarıntın mı? sarıntı mı? sarıntık mı? sarıntınız mı? sarıntılar mı?
imperfective sarınıyor muydum? sarınıyor muydun? sarınıyor muydu? sarınıyor muyduk? sarınıyor muydunuz? sarınıyorlar mıydı?
future sarınacak mıyım? sarınacak mısın? sarınacak mı? sarınacak mıyız? sarınacak mısınız? sarınacaklar mı?
inferential perfective sarınmış mıyım? sarınmış mısın? sarınmış mı? sarınmış mıyız? sarınmış mısınız? sarınmışlar mı?
aorist sarınır mıymışım? sarınır mıymışsın? sarınır mıymış? sarınır mıymışız? sarınır mıymışsınız? sarınırlar mıymış?
imperfective sarınıyor muymuşum? sarınıyor muymuşsun? sarınıyor muymuş? sarınıyor muymuşuz? sarınıyor muymuşsunuz? sarınıyorlar mıymış?
conditional simple sarınsam mı? sarınsan mı? sarınsa mı? sarınsak mı? sarınsanız mı? sarınsalar mı?
perfective sarınsa mıydım? sarınsa mıydın? sarınsa mıydı? sarınsa mıydık? sarınsa mıydınız? sarınsalar mıydı?
progressive sarınmakta mıyım? sarınmakta mısın? sarınmakta mı? sarınmakta mıyız? sarınmakta mısınız? sarınmaktalar mı?
necessitative sarınmalı mıyım? sarınmalı mısın? sarınmalı mı? sarınmalı mıyız? sarınmalı mısınız? sarınmalılar mı?
Negative declarative
infinitive sarınmamak
impersonal participle imperfective sarınmayan
perfective sarınmamış
prospective sarınmayacak
personal participle non-prospective sarınmadığım sarınmadığın sarınmadığı sarınmadığımız sarınmadığınız sarınmadıkları
prospective sarınmayacağım sarınmayacağın sarınmayacağı sarınmayacağımız sarınmayacağınız sarınmayacakları
verbal noun sarınmama
way of doing sarınmayış
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist sarınmam sarınmazsın sarınmaz sarınmayız sarınmazsınız sarınmazlar
imperfective sarınmıyorum sarınmıyorsun sarınmıyor sarınmıyoruz sarınmıyorsunuz sarınmıyorlar
past perfective sarınmadım sarınmadın sarınmadı sarınmadık sarınmadınız sarınmadılar
imperfective sarınmıyordum sarınmıyordun sarınmıyordu sarınmıyorduk sarınmıyordunuz sarınmıyorlardı
future sarınmayacağım sarınmayacaksın sarınmayacak sarınmayacağız sarınmayacaksınız sarınmayacaklar
inferential perfective sarınmamışım sarınmamışsın sarınmamış sarınmamışız sarınmamışsınız sarınmamışlar
aorist sarınmazmışım sarınmazmışsın sarınmazmış sarınmazmışız sarınmazmışsınız sarınmazlarmış
imperfective sarınmıyormuşum sarınmıyormuşsun sarınmıyormuş sarınmıyormuşuz sarınmıyormuşsunuz sarınmıyorlarmış
conditional simple sarınmasam sarınmasan sarınmasa sarınmasak sarınmasanız sarınmasalar
perfective sarınmasaydım sarınmasaydın sarınmasaydı sarınmasaydık sarınmasaydınız sarınmasaydılar
optative sarınmayayım sarınmayasın sarınmaya sarınmayalım sarınmayasınız sarınmayalar
progressive sarınmamaktayım sarınmamaktasın sarınmamakta sarınmamaktayız sarınmamaktasınız sarınmamaktalar
necessitative sarınmamalıyım sarınmamalısın sarınmamalı sarınmamalıyız sarınmamalısınız sarınmamalılar
imperative sarınma sarınmasın sarınmayın sarınmasınlar
Negative interrogative
singular plural
1st person 2nd person 3rd person 1st person 2nd person 3rd person
ben sen o biz siz onlar
indicative present aorist sarınmaz mıyım? sarınmaz mısın? sarınmaz mı? sarınmaz mıyız? sarınmaz mısınız? sarınmazlar mı?
imperfective sarınmıyor muyum? sarınmıyor musun? sarınmıyor mu? sarınmıyor muyuz? sarınmıyor musunuz? sarınmıyorlar mı?
past perfective sarınmadım mı? sarınmadın mı? sarınmadı mı? sarınmadık mı? sarınmadınız mı? sarınmadılar mı?
imperfective sarınmıyor muydum? sarınmıyor muydun? sarınmıyor muydu? sarınmıyor muyduk? sarınmıyor muydunuz? sarınmıyorlar mıydı?
future sarınmayacak mıyım? sarınmayacak mısın? sarınmayacak mı? sarınmayacak mıyız? sarınmayacak mısınız? sarınmayacaklar mı?
inferential perfective sarınmamış mıyım? sarınmamış mısın? sarınmamış mı? sarınmamış mıyız? sarınmamış mısınız? sarınmamışlar mı?
aorist sarınmaz mıymışım? sarınmaz mıymışsın? sarınmaz mıymış? sarınmaz mıymışız? sarınmaz mıymışsınız? sarınmazlar mıymış?
imperfective sarınmıyor muymuşum? sarınmıyor muymuşsun? sarınmıyor muymuş? sarınmıyor muymuşuz? sarınmıyor muymuşsunuz? sarınmıyorlar mıymış?
conditional simple sarınmasam mı? sarınmasan mı? sarınmasa mı? sarınmasak mı? sarınmasanız mı? sarınmasalar mı?
perfective sarınmasa mıydım? sarınmasa mıydın? sarınmasa mıydı? sarınmasa mıydık? sarınmasa mıydınız? sarınmasalar mıydı?
progressive sarınmamakta mıyım? sarınmamakta mısın? sarınmamakta mı? sarınmamakta mıyız? sarınmamakta mısınız? sarınmamaktalar mı?
necessitative sarınmamalı mıyım? sarınmamalı mısın? sarınmamalı mı? sarınmamalı mıyız? sarınmamalı mısınız? sarınmamalılar mı?
This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.