deniz

See also: Deniz, deñiz, and deňiz

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish دكز, دكیز (deñiz, sea), from Proto-Turkic *teŋiŕ.

Pronunciation

  • IPA(key): /deˈniz/
  • (file)
  • Hyphenation: de‧niz

Noun

deniz (definite accusative denizi, plural denizler)

  1. sea

Declension

Inflection
Nominative deniz
Definite accusative denizi
Singular Plural
Nominative deniz denizler
Definite accusative denizi denizleri
Dative denize denizlere
Locative denizde denizlerde
Ablative denizden denizlerden
Genitive denizin denizlerin
Possessive forms
Nominative
Singular Plural
1st singular denizim denizlerim
2nd singular denizin denizlerin
3rd singular denizi denizleri
1st plural denizimiz denizlerimiz
2nd plural deniziniz denizleriniz
3rd plural denizleri denizleri
Definite accusative
Singular Plural
1st singular denizimi denizlerimi
2nd singular denizini denizlerini
3rd singular denizini denizlerini
1st plural denizimizi denizlerimizi
2nd plural denizinizi denizlerinizi
3rd plural denizlerini denizlerini
Dative
Singular Plural
1st singular denizime denizlerime
2nd singular denizine denizlerine
3rd singular denizine denizlerine
1st plural denizimize denizlerimize
2nd plural denizinize denizlerinize
3rd plural denizlerine denizlerine
Locative
Singular Plural
1st singular denizimde denizlerimde
2nd singular denizinde denizlerinde
3rd singular denizinde denizlerinde
1st plural denizimizde denizlerimizde
2nd plural denizinizde denizlerinizde
3rd plural denizlerinde denizlerinde
Ablative
Singular Plural
1st singular denizimden denizlerimden
2nd singular denizinden denizlerinden
3rd singular denizinden denizlerinden
1st plural denizimizden denizlerimizden
2nd plural denizinizden denizlerinizden
3rd plural denizlerinden denizlerinden
Genitive
Singular Plural
1st singular denizimin denizlerimin
2nd singular denizinin denizlerinin
3rd singular denizinin denizlerinin
1st plural denizimizin denizlerimizin
2nd plural denizinizin denizlerinizin
3rd plural denizlerinin denizlerinin

Derived terms

  • açık deniz (high seas)
  • ana deniz
  • ara deniz
  • bulaşık deniz
  • dâhilî deniz
  • deniz altı
  • denizaşırı (overseas)
  • iç deniz
  • inik deniz
  • kabarık deniz
  • ölü deniz
compound nouns
  • deniz akıntısı
  • deniz alası
  • deniz ataşesi
  • deniz aynası
  • deniz basması
  • deniz bilimi
  • deniz boyu
  • deniz buzu
  • deniz çulluğu
  • deniz depremi
  • deniz feneri (lighthouse)
  • deniz geçişi
  • deniz hamamı
  • deniz haritası
  • deniz hırsızı
  • deniz hukuku
  • deniz iklimi
  • deniz kabuğu (seashell)
  • deniz kaplumbağası
  • deniz kazı
  • deniz kırlangıcı
  • deniz kızı (mermaid)
  • deniz kulağı
  • deniz kurdu
  • deniz kuvvetleri
  • deniz marulu
  • deniz mavisi
  • deniz menekşesi
  • deniz mili
  • deniz motoru
  • deniz otobüsü
  • deniz ördeği
  • deniz piyadesi
  • deniz rezenesi
  • deniz sarmaşığı
  • deniz seviyesi
  • deniz suyu
  • deniz şortu (swimshorts)
  • deniz tavşancılı
  • deniz tutması
  • deniz uçağı
  • deniz üssü
  • deniz yeli
  • deniz yılanı
  • deniz yolu
  • deniz yosunu
  • deniz yüksekliği
  • denizaltı (submarine)
  • denizanası (jellyfish)
  • denizaslanı (sea lion)
  • denizatı (sea horse)
  • denizaygırı
  • denizayısı
  • denizçakısı
  • denizgergedanı
  • denizgülü
  • denizgüzeli
  • denizhıyarı
  • denizısırganları
  • denizibiği
  • deniziğnesi
  • denizineği
  • denizkadayıfı
  • denizkedisi
  • denizkestanesi
  • denizkızı
  • denizkozalağı
  • denizköpüğü
  • denizkulağı
  • denizlaleleri
  • denizmaymunu
  • denizörümceği
  • denizpalamudu
  • denizpelidi
  • denizpırasası
  • denizşakayığı
  • deniztarağı
  • deniztavşanı
  • deniztilkisi
  • denizüzümü
  • denizyıldızı (starfish)

Further reading

  • deniz”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
  • deniz in Reverso (Turkish-English)
This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.