çıkış yapmak
Turkish
Examples
- Gemi saat onda çıkış yaptı. (1)
- The ship left the harbor at ten o'clock.
- Gemi saat onda çıkış yaptı. (1)
- Kamera kayıtlarına göre, hırsız otelden akşam çıkış yapmış. (1)
- The thief left the hotel in the evening according to the camera records.
- Kamera kayıtlarına göre, hırsız otelden akşam çıkış yapmış. (1)
- Kaydetmeden çıkış yaptığım için bütün gönderilerim silindi. (2)
- All my posts were deleted since I logged out without saving them.
- Kaydetmeden çıkış yaptığım için bütün gönderilerim silindi. (2)
- Son albümüyle müzik listelerinde büyük bir çıkış yaptı. (3)
- He made a great hit in the music lists by his last album.
- Son albümüyle müzik listelerinde büyük bir çıkış yaptı. (3)
This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.